Güneş Yengeç'te
“Hissediyorum” mottosudur. Sezgileri oldukça gelişmiştir. Genel anlamda, aileye ve aile bağlarına önem veren, şefkatli, koruyucu ve empatiktir. Tehdit altında hissettiğinde veya incindiğinde kendisini tamir için kabuğuna çekilir. Duygusal açıdan dengedeyken ise, başkalarına yardım ederek faydalı olmaktan ve onlarla duygusal bağ kurmaktan keyif alır.Güneşi Yengeç Burcu’nda yer alan biri olarak bu dünyaya aşağıdakileri öğrenmeye ve deneyimlemeye gelmişsinizdir:
- Bir şeyleri özenle yetiştirmek, besleyip büyütmek
- Bakım vermek
- Korumak, kollamak
- Duygusal güvenlik duygusu aşılamak
- Aidiyet geliştirmek
- Duygusal güvence sağlamak
Yengeç, burcunun arketipleri anne, doğuran, doyuran, besleyen ve aşçıdır. Zodyak burcunun şefkatli annesi olarak burcun glifi kadın göğüslerini ve yengecin kıskaçlarını temsil eder. Bu sebeple, Yengeç, sembolik anlamda bir anne olarak bakım verme ve beslemekle ilgilidir. Ancak, bir şeylere bakmayı ve onu yetiştirmeyi kısıtlı manada düşünmemek gerekir. Doğum haritasının bütününe göre, onun hayatının merkezi amacı bir bebeğe, bir insana, bir hastaya veya bakıma muhtaç bir evcil hayvana bakmak olabileceği gibi, bir iş, bir dernek veya bir proje ile ilgilenmek de olabilir. Bunlar kanalıyla da bakım verebilir. Güneşi Yengeç’te olanlar için ay burcu özelliklerini de okuyup bilmeleri, onlara başkalarına ne şekilde ve nasıl bakım vereceklerini anlamaları bakımından faydalı olacaktır.
“Hissediyorum” mottosudur. Sezgileri oldukça gelişmiştir. Genel anlamda, aileye ve aile bağlarına önem veren, şefkatli, koruyucu ve empatiktir. Sert bir dış kabuğa sahip gibi görünse de tehdit altında hissettiğinde veya incindiğinde kendisini tamir için kabuğuna çekilir. Duygusal açıdan dengedeyken ise, başkalarına yardım ederek faydalı olmaktan ve onlarla duygusal bağ kurmaktan keyif alır.
Duygusal güç, anlayış, empati yeteneği, başkalarının tam olarak neye ihtiyacı olduğunu içgüdüsel olarak sezebilme, bu ihtiyaçlara cevap verebilme ve güçlü hafıza onların başlıca güçlü yönleridir. Ancak, psikolojik düzeyde, Güneşi Yengeç burcunda bulunan bir insan, bu güçlü yönlerini ve potansiyelini kullanıp parlayabilmek için ilk önce kendi duyguları ve kırılganlıklarıyla kendi kendinin ebeveyni gibi ilgilenmelidir. Sahip olmak istediği ebeveyn olup içindeki çocuğa gerektiğinde nasıl bakım vereceğini, onu nasıl sakinleştirebileceğini ve güven verebileceğini öğrenmelidir.
Çoğu Yengeç, ilk başta bunu nasıl yapacağını bilmediğinden ve yoğun duygularını anlamakta güçlük çektiğinden içlerinde bazı duygusal gel-gitler, kırılganlıklar, alınganlıklar yaşayabilirler. Ya da iç seslerini kısarak, tamamen ötekilerle ilgilenmeye başlayıp kendilerini ve kendi duygu dünyalarını ihmal ederler. Oysa şunu unutmamalıdırlar, ötekilerle de en iyi şekilde ilgilenebilmek ve onlara yardımcı olmak için herkesten önce kendilerini beslemeleri, kendi duygularını anlamaları ve kendilerini şefkatle büyütmeleri gerekmektedir. Bir anlamda, “oksijen maskesini önce kendisine, sonra çocuğuna takmalıdırlar”.
Güneş Yengeç, çevresinde olup bitene ve etkileşim içinde olduğu insanlara karşı aşırı duyarlı olabilir. Bazen adeta çevresindeki atmosferi soğurur. Etrafındakilerin mutluluk ve acılarını derinden hissedebilir. Uç durumlarda (burcun özelliklerinin olumsuz kullanımı halinde) başkalarının acısını kendi acısıymışçasına hissedebilir. Başkalarının duygularıyla kendi duygularını ayrıştırabilmek temel derslerinden biridir.
Güneşi Yengeç’te olup da bu burcun özelliklerini olumsuz kullanmayı seçenlerde karşımıza iki farklı tip çıkabilir. Bunlardan ilki “büyümeyen çocuktur”. Kaç yaşında olursa olsun sürekli ona bakacak ve onu besleyecek bir meme ihtiyacındadır. İkincisi ise “büyütmeyen annedir”. Eşi, çocukları, ailesi ve sevdiklerinin tüm ihtiyaçlarını (onlara kendi sorumluluklarını alma fırsatı vermeden) kendi giderir. Bu şekilde etrafında güvenli bir bağımlılar ordusu kurar. Bağımlılık/bağımlı ilişki temaları bu burcun sürecini öğrenirken sıklıkla deneyimlenen temalardan biridir.
Etrafındakileri gözetme ve onların dertleriyle ilgilenebilme duygusu had safhada olduğundan, otobüse biner ve yanındaki kişi bir anda ona dertlerinden bahsetmeye başlar. Bir anne şefkatine ihtiyacı olan insanlar içgüdüsel olarak ona bir şekilde çekilirler. Burada yine başkalarının duygu ve dertleriyle kendilerininkileri ayırt edebilmesi onun için büyük bir derstir.

